Kürtlere Karşı Kimyasal Silah Kullanılıyor

POLITIKA / Serdar Agit BOZTEMUR

04.01.2011

2010 yilinin Agustos ayinda DIE LINKE. partisi Avrupa Parlamentosu, Almanya Federal Parlamento ve NRW eyalet parlamentosundan Milletvekilleri Jürgen Klute,Ingrid Remmers, Bärbel Bäuermann ve Ali Atalan, eski Türkiye/Almanya Insan haklari dernegi esbaskani ve DIE LINKE. parti yönetiminden Derya Kilic, genclik kolunu temsilen ben Serdar Agit Boztemur ve Insan haklari aktivisti Sosyolog Martin Dolzer, Avrupa´dan delagasyon olarak bir dizi arastirmasi yapmak icin Amed´e gittik. Heyet Amed´in güncel sorunlari hakinda bilgi edinmek icin yola cikti. Delagasyon üyelerinden Martin Dolzer döndükten sonra bir rapor hazirladi. Bu raporda Dolzer, türk ordusunun kürt gerillalara karsi kimyasal silah kullandigi idda ve suclamalar konusundaki derin arastirmalarina yer verdi.

Bu rapor daha sonra Avrupa Parlementosuna yönlendirildi ve cok tartisildi. Bu raporun nasil olustugunu, tartismalarin derinliginde neler yasandigi ve türk hükümetinin nasil bir tepki verdigini ögrenmek üzere AP Milletvekili Jürgen Kluteile yapdigim reportaji siz okurlarimizla paylasiyoruz.

Politika: Martin Dolzerin hazirladigi Rapor ne oldu?

Jürgen Klute: Ekim ayinda Martin Dolzer benimde evsahipligi yapdigim, Avrupa Parlamentosundaki "Kürtlerle arkadaslik grubuna" davet edildi ve Raporunu sundu. Kürtlerle dostluk grubu daha sonra, Martin Dolzerin hazirladigi Raporun kisa bir versionunu 2010 kasim ayinda "7 uluslararasi Türkiye, Kürtler ve Avrupa Birligi Konferansi" slogani altinda yapilan Konferansa da sunmasi kararlasdirilmisdi. Böylece Baris aktivisti Raporu Konferansa katilanlarinada sundu.

Politika: Rapora yönelik yankilar nasil oldu?

Jürgen Klute: Katilan Milletvekilleri Raporu büyük bir ilgiyle takip etdi. Özelikle Gerillalara yönelik kulanilan Kimyasal silahli bölüm Milletvekileri tarafindan "7 uluslararasi Türkiye, Kürtler ve Avrupa Birligi Konfernasinda "katilanlarin ilgi odagi oldu.

Martin Dolzerin hazirladigi almanca yazili Rapor, almancadan, Avrupa Parlamentosunda bulunan "Kürtlerle arkadaslik grubu" tarafindan ingilizceye cevirilip, ayni zamanda Avrupa Parlamentosunun "Insanhaklari Komisyonuna" üye olan Milletvekileri tarafindan Parlamentonun "Insanhaklari Komisyonuna" sunuldu.

Politika: Türk Devleti tarafindan Rapora yönelik bir tepki geldi mi?

Jürgen Klute: Evet, türk tarafindan tepki geldi. Aralik ayi baslarinda Türkiye´nin Avrupa birligindeki temsilcisi ve ayni zamanda Türk büyükelci Selim Kuneralp benimle görüstü. Kendisi, Türk ordusu tarafindan kimyasal silah kullanimi konusundaki suclamalarda hic bir kanitin bulunmadigini ve bu suclamalari kabul etmediklerinin altini cizdi. Anlasilan o ki, Avrupa Parlamentosu üyelerinin Martin Dolzer´in raporu ve bu konuyla ilgilenmesini Türk hükümeti ciddiyetle takip etmis.

Politika: Kürtler sorunlarını uluslararası platformlarda dile
getirdiklerinde Türkiye'nin elçileriyle hemen devreye girdiği
görülüyor. Bu paniğin temelinde yatan etkenler nedir?


Jürgen Klute: Türk tarafinin bu tepkisi anlasilir. Türkiye AB´ye üye ve böylece Kopenhag kriterlerini kendine baglayici kildi. Bu baglamda Insan haklarinin kosulsuz taninmasi ve pratikte uygulanmasini iceriyor. Ve ayni zamanda BM üyesi olarak BM anlasmalarini tutmali. Kimyasal silah kullanimi insan haklari ve mevcut BM antlasmalarinin acik bir ihlalidir. Bunu ihlal etme suclamasina türk hükümeti tabiki izin vermeyecektir. Bunun AB üyeligi müzakereleri konusunda tabiki ciddi sonuclari olurdu. Ancak tabiki insan haklari ihlallerini sadece inkar etmek yeterli degildir. Türk ordusunun kimyasal silah kullandigi konusundaki suclamalarin aksini ispat etmek aslinda türk hükümeti tarafindan kolayca yapilabilir. Bi yolu, varolan otopsi raporlarini yayinlamak. Bir diger yolu ise, türk hükümeti uluslararasi sorusturma komisyonunu davet etmesi. Ikisi de suana kadar yapilmis degildir.

Politika: Kimyasal silah kullanımına karşı uluslararası sözleşmeler var
mı? Batılı ülkeler bu konuda yeterince hassas davranıyorlar mı?

Jürgen Klute: Evet, 1925´te Cenevre Protokolünde kimyasal silah kullanimi yasaklanmisti. 29 Nisan 1997´de, Birlesmis Milletler Kimyasal silahlari gelistirme, üretim, depolama ve kullanimi yasaklanmasi ve bunlarin imhasi sözlesmesi (kisaca: Kimyasal silahlar sözlesmesi-CWC) yürürlüge girdi. Bu sözlesmenin basligi herseyi söylüyor zaten: Kimyasal silahlarin hem üretimi hemde kullanimi yasaktir. Yasal durumu da cok aciktir. Ancak pratikte hukuk genellikle farklidir. Baska bir deyisle: Batili ülkeler CWC temelinde Türkiye´ye baski uygulayarak bu iddalarin aciklanmasini ve türk ordusunun hic bir durumda kimsayal silah kullanmamasi konusunda etkili olabilirdi. Öte yandan da, bu batili ülkeler kim diye sormaliyiz. "Batili ülkeler" soyut bir kavramdir. Her batili ülkede (yasakli yollardan) kimyasal silah üretiminden cok para kazanan farkli cikar gruplari vardir.
Belirleyici olan bu konuda harekete gecen kisilerdir. Örnegin bizim delagasyon. Cünkü bendeki bilgilere göre, Martin Dolzer´in Avrupa Parlamentosuna sundugu rapordandan bu yana Kürt gerillalara kimyasal silahlarla saldiri gerceklesmedi.

Serdar Agit BOZTEMUR/ Avrupa Parlamentosu/ Brüksel